İNŞAAT SEKTÖRÜNDE MESLEKİ DAYANIŞMA

İnşaat sektörü medeniyetleri yaratan bir sektördür. İnşa edilen yapılar medeniyetlerin izdüşümünü yansıtmakta ve beraberinde gelişmişliğin göstergesi sayılmaktadır. Kültürel, ekonomik, sosyal ve benzeri özellikler nasıl ki medeniyetlerin soyut yanını gösteriyorsa, binalar, yollar, köprüler ve diğer sosyal yaşam alanlarında somut yanına işaret etmektedir.

Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü gerek çalışan insan sayısı gerekse kullanılan malzeme açısından çok büyük bir sektör olup bu büyüklüğünden dolayı tüm çalışanların senkronize olarak adeta bir saatin akrep ve yelkovanı gibi uyumlu çalışması gerekmektedir.

Ülkemizde inşaat sektöründe maalesef mesleki örgütlenmesini yapılandırmış ve tamamlamış sadece mimar ve mühendislerdir. İnşaat sektöründe çalışan ve üreten Teknik Öğretmenler, Teknikerler, Teknisyenler ve İşçiler mesleki örgütlenmelerini tamamlayamamışlar hatta sektörde birçok ünvan yok sayılmıştır.

Ülkemizde mesleki dayanışmanın en iyi ve en güzel örneği olarak sağlık sektörünü ve çalışanlarını gösterebiliriz. Öğretim üyesi, Doktoru, Sağlık Teknikeri, Hemşire ve Sağlık Teknisyeni gibi birçok değişik ünvanlı meslek personeli çeşitliliği olduğu halde gerek mesleki dayanışma gerekse mesleki çalışmalarda ve meslek haklarını savunma yönünde çok güzel çalışma ve faaliyetler yapmaktadırlar. Zaten doğru olan ve her meslekte de olması gerekende budur.

Birbirini sevmeyen, hoşgörü sahibi olmayan, birbirinin haklarına saygı göstermeyen insanların ve meslek çalışanlarının dayanışma içinde olamazlar. Her mesleğin üyeleri, mesleğin icrasında karşılaştıkları sorunları çözümlemek, mesleğin gelişmesini ve toplum nezdinde daha saygın bir konuma ulaşmasını sağlamak gibi amaçlarla, yardımlaşma ve dayanışma içinde bulunmak zorundadır. 'Birlikten kuvvet doğar' düşüncesi ile aynı sektörde çalışan meslek üyelerinin birlik ve beraberlik içerisinde, ortak amaçlara ulaşmaları için, dayanışma halinde olmaları kaçınılmazdır. Her meslek üyeleri için geçerli olan dayanışma, inşaat sektörü çalışanları açısından çok daha önemlidir. Çünkü inşaat sektörü çalışanlarının mesleğinin kamu hizmeti niteliği gereği başta mühendislere ve Teknikerlere ve Teknisyenlere yüklenen sorumluluklar ve buna paralel olarak riskleri çok büyüktür. Üstelik bu Riskler, deneyimli-deneyimsiz tüm sektör çalışanları için geçerlidir. İşte herkesin aynı durumda olduğu böyle bir çalışma ortamında, meslek üyelerinin birbirleri ile dayanışması ve yardımlaşması da hayati bir konu haline gelmektedir. Yapılacak tüm mesleki çalışmalarda meslek çalışanları olarak bir araya gelebilmeli ve mesleki örgütü bulunmayan meslek çalışanlarına destek olunmalı ve mesleki gelişmelerine yardımcı olunmalıdır.

Ülkemiz topraklarının ve nüfusunun büyük bir bölümü deprem tehlikesi altındadır. Ülkemizde 1900’lü yılların başından günümüze otuza yakın büyük ölçekli deprem meydana gelmiş ve resmi kayıtlara göre 100 bin civarında insanımız hayatını kaybetmiştir. Ülkemizde marmara bölgesinde yaşanan 1999 depremleri devlet için bir milat olmuş, güvenli yapı üretimi, yapı denetimi sistemi ve ilgili mevzuat tartışmaları inşaat sektörü gündeminin ilk sırasında yer almaya başlamıştır.

1999 yılından beri artarak önem kazanan inşaat sektörü ve çalışanları için günümüze kadar birçok kanun ve yönetmelikler çıkarılmıştır. Bu çıkarılan kanun ve yönetmelikler yeterli olmasa da ilk olarak tüm sektörü ve sektör çalışanlarını kucaklayacak şekilde tasarlanmış ve ön hazırlıkları yapılmışta olsa maalesef çıkartılan birçok kanun, gerek yasallaştıktan sonra gerekse kanunlaşma aşamasına bazı güçlerin müdahalesiyle eksik veya tek yönlü kalmıştır. Bu çıkartılan kanun ve yönetmeliklerin ve daha da çıkartılması gereken diğer kanun ve yönetmeliklerin gerek sektörün, gerekse sektör çalışanlarının ve en önemlisi de kullanıcıların haklarını koruyacak ve en temel ihtiyaçlara cevap verecek şekilde düzenlemesi için tüm ilgili kurum ve sektör temsilcilerine büyük görevler düşmektedir.

Birbirimize tahammülümüz olduğu ve mesleki dayanışmayı kendimize ilke edindiğimiz sürece hep güçlü kalacağımızı unutmayalım. Mesleki dayanışma içinde olduğumuz süre içinde hep kazanan bizler ve emeğimizi ortaya koymuş olduğumuz inşaat sektörü olacaktır.

Şevket Gölük - Yazar

Not: 06.05.2013 tarihli Tim İnşaat Haber Dergisinde yayınlanmıştır. ( Sayı:48 ) Makale sahibinden izinsiz ve adres-yazar ismi belirtilmeden hiç bir yerde yayınlanamaz.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMİN ÜLKEMİZDEKİ ÖNEMİ

PROJE YÖNETİMİ

BALIK TUTMAYI ÖĞRENMEK